ÇOĞUNLUK
Çoğunluk: Bir Sınıfın Anatomisi
Yönetmen: Seren Yüce
Oyuncular:
Bartu Küçükçağlayan, Settar Tanrıöğen, Esme Madra, Nihal Koldaş, Erkan Can
Bartu Küçükçağlayan, Settar Tanrıöğen, Esme Madra, Nihal Koldaş, Erkan Can
Tür: Drama
Yapım Yılı: 2010 (110 dk)
Yapımcı Firma: Yeni Sinemacılar
Filmin Özeti
Mertkan, babasının inşaatlarının getir götür işlerine bakmakta, arkadaşlarıyla alış-veriş merkezlerinde dolaşmaktadır. Ne zaman ki Gül ile tanışır, boşluğu ve basitliği değerlendirmek için bir fırsat çıkar karşısına. Ne var ki babası Gül’ün kökeni konusunda şüphecidir. Ayrımcılıkla karşılaştığı ilk anda ona teslim olan Mertkan, çoğunluğa uyar, babasının kendisi için çizdiği yolda bir anlam bulur.
• Seren Yüce (d.1975, İstanbul) Altın Portakal En İyi Yönetmen Ödülü sahibi Türk yönetmenidir. Bilkent Arkeloji bölümünü bitirmiştir. 2010 yılında yönetmenliğini yaptığı Çoğunluk filmiyle bu ödülü kazanmıştır.
Sinemanın önemli isimlerinden Fatih Akın ve Yeşim Ustaoğlu ile çalıştı. İlk uzun metrajlı filmi olan “Çoğunluk” uluslararası film festivallerinde yoğun ilgi ile karşılandı.
Çoğunluk: Bir Sınıfın Anatomisi
Merkezde genç Mertkan ın yer aldığı film, çoğunluk olarak adlandırdığı toplumsal kesimin nasıl kendi kalıplarını ördüğü,bir sonraki kuşakları bu kalıplar doğrultusunda nasıl kodladığını,kısacası kendi gündelik faşizmini nasıl ürettiğini anlatıyor.Mertkan,birgün alış-veriş merkezinde arkadaşlarıyla amaçsızca takılır,-hayatına anlam katamamış,yediği önünde yemediği arkasında olduğu için hiçbir şeye çaba göstermemiş bir başarısızlık,basiretsizlik örneği olarak- silik,babasının gölgesinde bir yaşam sürmektedir.
Filmi iki parçaya bölebiliriz.İlki,Mertkan’ın gözlemci,öğrenci olduğu kısım.Bu bölümde pasif bir roldedir,daha sınıfının reflekslerini gösterebilen bir olgunluğa erişmemiştir ve kıt isyankarlığının olanak verdiği ölçüde olayları sorgular. İkincisi ise Mertkan’ın kafasındaki sorulara yanıt bulduğu –yada buldurulduğu- sınıfının zırhını kuşandığı ve kendini göstermeye başladığı bölümdür. Şimdi her iki bölümü de ele alalım.
MERTKAN VE DİĞERLERİ
1.BABA: Mertkan’ın babası (Settar Tanrıöğen) işi gücü yerinde, İstanbul’un çeşitli yerlerinde inşaatları olan, şişman, kel, eve iş getirmez. Eve kendini bile getirmez. Sadece karısının yaptığı nefis yemekleri tıkınır ve ters giden bir durum olduğunu düşündüğünde anında kendi milliyetçi – muhafazakar kalıpları çerçevesinde müdahale eder.
2.ANNE: Evin çalışkan karıncası, erkekler başka bir yaşam sürerken onlarla hayatı çoğunlukla yemek saatlerinde kesişiyor; görevi damakları şenlendirmek, boş mideleri doldurmak, düşen kan şekerlerini yükseltmektir. Bunun dışında kimse onunla iletişim kurma ihtiyacı duymaz, onun dert edindiği şeyler de (eve temizliğe gelen kadının sorunları, daha sonra trafik kazasında ölmesi gibi) aileden diğerlerinin umrunda değildir.
Arada şikayet edecek gibi olur, ilgisizlikten yakınır ama evin ve durumun rahatlığına alışmıştır ne de olsa.
3.ABİ: Bir de abisi vardır Mertkan’ın. Güya evlenip kendini kurtarmış ama babanın elinin altında değilse bile çoktan babanın istediği adam olmuş, aslında Mertkan’ın gireceği kalıba çoktan girmiştir. Annesi ile aynı dizileri takip edip heyecanlanan bir karısı, ‘aslan gibi’ bir çocuğu vardır.
4.GÜL: Mertkan’ın arada uğrayıp hamburgerleri lüplettiği kafede çalışır. Nedense Mertkan’a ilgi duyar. Van’dan kaçan bir kürt kızı olarak farklı bir politik bilince sahip olması beklenen Gül, hiçbir şey istemez gibi görünen Mertkan’ın hayatına girer. Filmin zayıf kalan tarafı budur aslında; Gül’ün Mertkan’la birlikte olmak istemesi zorlama durur ama çoğunluğun (ailenin) ‘öteki’lerle yüzleştiği nokta olarak Gül ile Mertkan’ın ilişkisi önemlidir.
Ailenin Etrafı: Toplum
1. Temizliğe Gelen Kadın: Mertkan, filmin başında babası tarafından zorla spor yaptırılırken gördüğümüz kısa bölümde karşımıza çıkan küçüklüğünden itibaren bu kadına karşı içinde büyük bir hoşgörü taşır. Kadının yoksulluğu ve yoksunluğu ailenin tüm erkeklerini rahatsız eder aslında, görünmez ve önemsizdir onlar için. Öldüğünde de büyük bir rahatlama yaşarlar. Annenin belki kadın olduğundan yakın bir ilişkisi vardır, arada dertlerini dinler, yemek verir ama özünde kadının kendini bazı ev işlerinden kurtarmasından öte bir işlevi yoktur onun için.
2. Taksici I: Ailesinin politik ve sınıfsal gerekçelerle Gül’ü istememesinden dolayı küçük bir bunalım geçiren Mertkan,Sarhoş bir gecenin sonunda gariban bir taksiciye (Erkan Can) arkadan çarpar.Bu kaza, “sermaye”nin korunması adına sınıfsal reflekslerin açığa çıktığı,çıkarıldığı bir olaya dönüşür.Hemen araya giren baba,öncelikle taksiciyi aracını kendi tanıdığı tamirciye götürmesi için “ikna eder”.Daha sonra,oğlunun arabasında oluşan hasarı sigortadan alabilmek için kaza raporundaki ‘alkollü’ ibaresini tanıdıklar vasıtasıyla kaldırtır.Aracı düzgün tamir edilmediği için inşaat ofisine şikayete gelmesi üzerine de taksici “hırpalanır”.
3. Taksici II : Arabası tamirde olan Mertkan’ın,gecenin birinde Gül’ün Kuştepe’deki evinden taksiyle eve gelirken parası yetişmeyince “sen bizi tanımıyor musun,ulan” oyununun ikinci perdesi sergilenir.Sinirle apartmanın önüne çıkan baba,ilk önce parayı arabanın camından taksicinin yüzüne fırlatır,sonra da adamın yakasına yapışır. II. Taksici olayı ucuz atlatır.
4. Aile Dostları: Mertkan’ın aile dostları diyebileceğimiz müteakip sahnelerde görülen,kapalı çarşıda dükkanı olan halıcı ise milliyetçi-muhafazakar değerlerimizin başka bir temsilcisidir.Alkollü kaza raporunu,alkolsüze çeviren “yetkili” de kendisidir zaten.Mertkan’ı ne zaman görse askere göndermek ister.Bu toplumsal değerler,sıcak aile yuvası açısından önemlidir; ama bunların devamlılığı için doğuya gidip “bölücülerle” savaşılması,askerlik yapılması gereken tek fedakarlıktır.Bunu aile dostunun konuşmalarından anlıyoruz.Mertkan’ın gençliğinin verdiği saflıkla evine çağırdığı ve ailesiyle tanıştırdığı Gül’ü,Mertkan’ın ailesi bu bölücülerden biri olarak görülür.
Seren YÜCE ile Söyleşi:
“Çoğunluğa ve Gündelik Hayata Karışan Faşizm”
Neden bu filmle yola çıktınız,bu hikayede sizi rahatsız eden şey neydi peki?
Ayrımcılık meselesinin,faşizmin nasıl da gündelik hayatımıza karıştığını,farkında olmadan içimizde varolduğunu gördüm.Biz çoğunluğun içinde yaşıyoruz,bunun farkında vardıktan sonra ve faşizmin gündelik hayatta insanın içinden çıktığını gördükten sonra bunları anlatma isteği oluştu.İnsanlar çok yakın dostlarıyla bile konuşamıyorlar artık.Faşizme dair gündelik hayat içerisinde fark etmediğimiz çok basit,bir sürü şey var.İlla birinin birine şiddet göstermesi,baskı kurması gerekmiyor.Bunları anlatmak istedikten sonra öyle bir aile modeli çıktı ortaya.Bu fikir üzerinden o zamanki hallerime baktım ve herkesin de kendince bir şekilde Mertkan’ın yaşadıklarını yaşadığını düşünüyorum.Biz de bunları yaşadık ve içinden çıkamadığın sürece,o sele kapılıp gidiyorsun ya da zincirin bir parçası oluyorsun.
Gül’ün Vanlı olması,Kuştepe’de oturması pek çok anlamın sorgulanmadan kabul edildiğini gösteriyor.Ortalamanın algısını da gösteriyor film.
Çocukluktan itibaren hazırlanılan ve o kalıp anlamları benimsemeye hazırlanan,bunun için büyüyen insanlar var.Aşırı milliyetçiliğin bir ucu da paranoyaklık sonuçta.Sahip olduğun şeyin elinden gitme korkusu,aynı zamanda da bencilliğin gelişmiş hali yaşadığımız şey.
Paylaşamamaktan çıkıyor tüm mesele. Babanın söylemi ‘çoğunluğun’ söylemi; Müslümanız,Türküz;ama Mertkan’da saf bir hal var.Henüz o politik keskinliği üretmeye başlamamış; ama sınıfsal refleksleri mevcut.Temizlikçiye vurması,kokuyor demesi,ölümüne bile çok üzülmemesi..vs
Ağabey,baba baskısından evlenerek kurtulmuş gibi görünüyor ama o da farklı bir şekilde sistemi devam ettiriyor.Anne ise bir duygusuzluk,hissizlik olduğunun farkında ama kabullenmiş.Belki de orası erkeklerin dünyası,o sınıf,ev…Anne kendi kendine söyleniyor ve orayı tamamlayan çok önemli bir faktör anne,zaten böyle rahatsızlıkları olmazsa orta sınıf da olmaz,bu rahatsızlığı duyuyorlar bu rahatsızlığı seyirci de duyuyor.
Evet,ağabey,Mertkan’ın daha ilerideki durumunu gösteriyor,o tip ailelerde ikinci çocuk olur mutlaka bu yüzden de teknik anlamda da bir kardeş olsun istedik.Ayrıca Mertkan’ın bir sonraki safhasını göstermesi açısından önemli.
Sizin için Yeni Sinemacılar nedir; Bir film yapma tarzı ya da bir akımdan mı bahsedeceğiz?
Hayat algılayışı ve sinema anlayışından bahsedebiliriz.Bir bağımsız sinemanın nasıl olduğunu onlarla öğrendim.Ekonomik bir mesele sonuçta,parayı aldığın yerin ideolojik dayatması olursa müdahale olabiliyor.Öyle bir şey olmaması için bir çaba vardır,ya bakanlıktan gelmiştir ya da borç adı altında eşten,dosttan kendi ilişkilerimizle aldığımız paralardır.Biz Kültür Bakanlığı’ndan destek almadık.Bağımsız Sinema’nın özgür bir biçimde bir şeyleri anlatabilmesi ve meseleye içeriden değil,dışarıdan bakma tavrı ‘Yeni Sinemacılar’ın bir parçası.
*Bu söyleşiAntalya Film Festivali sırasında,filmin ilk gösterimi sonrasında gerçekleştirildi.”Çoğunluk” Antalya Film Festivali’nde En İyi Film,En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini aldı.
Çoğunluk
2010 / 110 dk. / 35mm.
Ödüller
67. Venedik Film Festivali
Geleceğin Aslanı – “Luigi De Laurentiis” İlk Film Ödülü
47. Antalya Altın Portakal Film Festivali
En İyi Film (Seren Yüce)
En İyi Yönetmen (Seren Yüce)
En İyi Erkek Oyuncu (Bartu Küçükçağlayan)
22. Ankara Uluslararası Film Festivali
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü (Settar Tanrıöğen)
Umut Veren Yeni Erkek Oyuncu Ödülü (Bartu Küçükçağlayan)
43. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri (SİYAD)
En İyi Senaryo (Seren Yüce)
En İyi Erkek Oyuncu Performansı (Bartu Küçükçağlayan)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Performansı (Nihal Koldaş)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Performansı (Settar Tanrıöğen)
67. Venedik Film Festivali
Geleceğin Aslanı – “Luigi De Laurentiis” İlk Film Ödülü
47. Antalya Altın Portakal Film Festivali
En İyi Film (Seren Yüce)
En İyi Yönetmen (Seren Yüce)
En İyi Erkek Oyuncu (Bartu Küçükçağlayan)
22. Ankara Uluslararası Film Festivali
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü (Settar Tanrıöğen)
Umut Veren Yeni Erkek Oyuncu Ödülü (Bartu Küçükçağlayan)
43. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri (SİYAD)
En İyi Senaryo (Seren Yüce)
En İyi Erkek Oyuncu Performansı (Bartu Küçükçağlayan)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Performansı (Nihal Koldaş)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Performansı (Settar Tanrıöğen)
Gösterim: Egyptian Theater
Güven KARA
Yorumlar
Yorum Gönder