SUSKUN

                                                      



Ağaç dallarından hüzün sarkıyor

Nilüfer kokusu buram buram

Yaseminler, menekşeler..

Ne çok oldu ruhunu koklamayalı

Sahi, yaşıyor musun?

Şakaklarımda zonkluyor ayrık acısı.

Hala gidişinin yasını tutuyorum.

Kuşlar cıvıldıyor umrunda mı?

Denizler aşıyorum bir bir

Kentlere varıyor iyot kokusu

Sardunyalar sessizce duruyor köşe başlarında

Şimdi hangi kaldırımı adımlıyorsun?

Dağın ardında neler oluyor şimdi?

Bu kent çok karışık.

Yeşile çalıyor gözlerim tel örgülerde.

Duyguların, yaşamanın unuttuğu o gözler.

O tel örgülere varacak şimdi bedenin.

Tedariğini hazırladın mı?

Düşebilecek misin ayrı?

Dirhem dirhem azalıyor menzil.

Şeh’r pek yakında.

Gün geceye dönerken deniz feneri yalnızlığında duruyor.

Onurlu..

Yalnız..

Suskun..

Yürüyorum sonra.

Yürüyorsun..

Bulutlarda kışın tacı asılı.

Kışın tacı nasıl olur deme.

İyi bilirsin hüznün çekiciliğini.

Bir çocuğu, dalgın bakışından yakalıyorum.

Düşler, kayıtsızlıklar, umutlar gizli o gözlerde.

Öyle ki, o kara gözlerde sevgi taş çatlasa 7 yıl yaşamış.

Olsun olsun 8.

Peki ya senin gözlerinde?

En son sahiden neyi sevdin bir çocuk saflığında?

Bir düşün..

Güven KARA

..kış.. vapur..

Şiirin sahibi geldi, şiir yerini buldu (27.01.2018)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HESO Û NAZÊ YİTİK VE HÜZÜNLÜ BİR AŞK HİKAYESİ

Bir Yakınını Kaybedenin Yüreğinde, O İlk Gün 40 Mum Yanarmış

Abdalın Bir Günü-Mehmed Uzun