ŞİDDETİN ÇOCUK VE GENÇLERİN FİZİKSEL RUHSAL GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ (GÖNDERİ 2)

Şiddet ve Çocuk 






Çocuk ve şiddetten bahsedilince, genellikle akla ilk olarak çocuğa uygulanan şiddet gelir. Oysa çocuk şiddete tanıklık ettiğinde de kendisine şiddet uygulanmış kadar zarar görür.

Şiddet, bir insanın bir başka insana, isteği dışında fiziksel, sözel ya da cinsel olarak tahrip edici güç uygulamasıdır. Şiddet, yetişkinlerin ruh sağlığını ciddi biçimde tahrip ederken, çocuğun boyutları açısından bakıldığında, baş edilebilmesi çok daha zor bir olaydır. Dünya onlar için yeterince büyük ve zor iken, şiddet onların yaşama uyumlarını daha da güçleştirir. Son günlerde basında, bebeklere, çocuklara uygulanan şiddet olayları ile çok sık yüz yüze geldik, hepimizin yüreği burkuldu. Çaresiz, küçücük varlıkların maruz kaldıkları vahşet, biz yetişkinleri dehşete düşürdü. Onları, bu hale getiren yetişkinleri nefret ile kınadık. Bir kez daha, anne baba olmanın nasıl bir olgunluk düzeyi gerektirdiği ile yüz yüze geldik. Çocuklara uygulanan şiddetin başında fiziksel şiddet, dayak gelmektedir.





Öfke kontrolü

Dayak çoğunlukla, yetişkinin öfkesi sonucunda çocuğa uygulanır. Çocuğun yaptığı herhangi bir davranış, yetişkini öfkelendirir ve dayak gerçekleşir. Bazı anne babalar, dayağın çocuk eğitiminde gerekli olduğunu düşünürler. Çünkü, onlar da kendi anne ve babalarından öyle görmüşlerdir. Çocuklarını dövdükleri için hiç rahatsızlık duymazlar. Bazı anne babalar da dövdükten bir süre sonra yaptıklarından pişmanlık duyar, çocuğa sarılır, öper hatta özür dilerler. Çocuk, canı yandığı, incitildiği için öfke duyar ama bunu ifade edemez; çünkü, bunu ona yapan annesi babası ya da bir biçimde bağımlı olduğu bir başka yetişkindir. Onlara duyduğu sevgi ile onların ruhunda yarattığı hasarı birbiriyle uzlaştıramaz. Bunun sonucunda da öfkeyi kendine yöneltir. Çocuğun kendine duyduğu bu öfke, onun tüm yaşam alanlarına yayılır. Hissettiği olumsuz duygular, yaşama uyumunu zorlaştırır. Okulda, arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşamaya başlar.

Bir eğitim aracı olarak kullanılan dayak, kısa bir süre için etkili olabilir. Dayak yediği andan itibaren kısa bir süre içinde çocuk istenmeyen davranışı yapmaz. Ancak, bir süre sonra çocuk, kendisini o davranışı yapmaya yönelten gereksinmeleri karşılanmadığından, yeniden aynı davranışta bulunur. Dayağın, uzun vadede çocuğa kazandırdığı hiçbir eğitici yanı yoktur. Hiç mi bir şey kazandırmaz? Kazandırır, dayağı, bir yöntem olarak o da kendi yaşamına katar. Giderek, kardeşlerini, arkadaşlarını, eşini, çocuklarını hatta annesini babasını öfkelendiğinde dövebilir. "İnsan, annesini babasını döver mi? " demeyin. 






Şiddete tanıklık

Şiddetin, en az şiddete maruz kalmak kadar tahrip edici bir diğer çeşidi de şiddete tanıklık etmektir. Babalarının, annelerine sürekli fiziksel şiddet uyguladığına tanıklık eden çocukların hem kısa, hem de uzun vadede hem ruhsal hem de sosyal sorunları oluşmaktadır. Bu çocuklar, kavga etmeye daha eğimli, güvensiz ve saldırgan olmaktadırlar. Özellikle erkek çocuklarda, kız çocuklara ve kadınlara yönelik olumsuz davranışlar gelişmekte, giderek onlar da eşlerini döven birer birey haline gelmektedirler. Çünkü, erkek çocuk, babayı model alır, onun davranışlarını taklit eder. Babaya benzemesi de baba tarafından onaylanır.

Yine fiziksel şiddete tanıklık etmek kadar çocuğu örseleyici bir başka şiddet biçimi de, annenin babayı, çoğunlukla da babanın anneyi sözel olarak aşağılaması, incitici sözlerle taciz etmesidir. Bu duruma tanıklık eden çocuklarda da kaygılar, korkular gelişmekte, kız çocuk ise ezilen, aşağılanan anneyi model almakta, erkek çocuk ise, o da ezen, aşağılayan babayı model almakta, giderek o da annesine, kız kardeşlerine aynı şekilde davranmaya başlamaktadır.

Anne babanın sürekli çatışmasına tanık olan çocuklar da bir tür şiddete maruz kalmaktadır. Onlar için, kocaman dünyada kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak iki insanın birbirlerini üzmeleri ve mutsuz görünmeleri, onların kendilerini güvensiz ve dayanaksız hissetmelerine yol açacaktır. Bu ailelerin çocuklarında, ilerleyen yaşamlarında depresyon görülme olasılığı oldukça yüksektir.

Çocukların uğradıkları bir başka şiddet de, aile içi veya aile dışı cinsel şiddettir. Her iki şiddet türü de çocukların ruhsal, sosyal ve zihinsel gelişimini çok olumsuz etkiler. Çocuklar, hem bu şiddete maruz kaldıkları anda hem de uzun vadede çeşitli sorunlar yaşarlar. Bu sorunlar, sosyal ve yakın ilişkilerde güvensizlikler, cinsel ve duygusal ilişkilerde güçlükler, saldırganlık olabilir. Çocukları, cinsel şiddetten korumak için, öncelikle anne babaların bu konuda gerekli bilgileri çocuklarına zamanında vermeleri gerekmektedir.
Görüldüğü gibi, şiddetin her türü çocukta ciddi tahribatlara yol açmaktadır. Bu tahribat, sadece şiddetin yaşandığı dönem ile sınırlı kalmamakta, belki de bir ömre damgasını vurmaktadır. 





TEHLİKEDEYSENİZ YARDIM İSTEYİN!

Karakola gittiğinizde;
•    Şikayetinizin tutanağa geçmesini isteyerek, okuduktan sonra tutanağı imzalayıp mümkünse bir örneğini, değilse tarih ve numarasını alın.
•    Karakol sizi hekime gönderecektir ya da götürecektir. Bu, hekim ya Hükümet Tabibi ya da bir Adli Tıp görevlisi olacaktır. Oradan da bir rapor alın.
•    Eve dönmek istemiyorsanız, risk altındaysanız sığınma talebinde bulunun. Karakol sizin için gerekli irtibatı kurup sığınma evine teslim etmekle yükümlüdür.
•    Herhangi bir Adliye’de Aile Mahkemesi’ne veya Cumhuriyet Savcılığı’na (tercihen kendi bölgenizdekine) başvurup, Ailenin Korunmasına Dair Kanun uyarınca korunma talebinde bulunabilirsiniz.
•    Yaşadığınız şiddete tanık olan veya şiddetten haberi olan  bir kişi 155’e ihbar da bulunabilir ya da bulunduğunuz yerdeki savcılığa yazılı ihbarda bulunabilir.
Şiddet gören birisine nasıl yardım edebilirsiniz?
Lütfen unutmayın!
Aile içi şiddet ciddi yaralanmalar hatta ölümle sonuçlanabilir. Eğer şiddete şahit olursanız ya da çığlıkları işitiyorsanız derhal polisi ya da Jandarmayı (155 -156) arayabilir ya da Savcılığa olayı yazılı ihbar ederek Ailenin Korunmasına Dair Kanun uyarınca tedbir alınmasını isteyebilirsiniz.
Yakınlarınızdan bir çocuk aile içinde şiddete uğruyorsa:
Yanında güvende olabileceği bir akrabasını bulup çocuğu korumasını isteyin. Olay anında 155 ya da 156’ya, en yakın karakola, il ya da ilçedeki çocuk şube müdürlüğüne, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’na veya doğrudan herhangi bir adliyede savcılığa başvurarak ihbarda bulunabilirsiniz.
Başvurabileceğiniz kuruluşlar
• Polis ve  jandarma karakolları
• İl ve İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlükleri, toplum ya da aile danışma merkezleri
• Sağlık kuruluşları
• Cumhuriyet Savcılığı
• Aile mahkemeleri
• Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri
• Baroların Kadın Danışma Merkezleri ve Adli Yardım Kurulları
• Kadın örgütlenmeleri
Acil telefonlar
• Hürriyet Aile içi şiddet acil yardım hattı- 0 212 656 96 96-0 549 656 96 96
• Polis imdat – 155
• Jandarma – 156
• Ambulans -112
• Alo 183 (SHÇEK Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı)
Sizin için risk oluşturacaksa yardım hatlarını faturalı telefonlardan aramayın! Ankesörlü telefonlardan aramak için yanınızda kart bulundurun ya da kontörlü telefonla arayıp aradığınız numara bilgisini silin.







ŞİDDET GÖREN BİRİNE NASIL YARDIM EDEBİLİRSİNİZ

Tanıdığınızın şiddet gördüğünü ve yardıma ihtiyacı olduğunu nasıl anlayabilirsiniz?
·         Tanıdığınızın yüzünde, sırtında, kolları veya bacaklarında belirgin morluklar, yaralar, kırıklar var mı? Sık sık başına bir kaza geldiğini mi söylüyor? Örneğin: “Merdivenden düştüm”, “Kapıya çarptım” gibi. Bu kişi sık sık çeşitli kaza bahaneleri ile işe, eğer öğrenci ise okula gelmiyor mu?
·         Tanıdığınızın eşi onu sık sık herkesin içinde azarlıyor, ona hakaret ediyor veya ona tehditler savuruyor mu?
·         Tanıdığınızın eşi onu çok sıkı kontrol ediyor mu? Örneğin onun ne giyeceğine, nereye gideceğine, kiminle konuşacağına, ailesi ile görüşüp görüşmeyeceğine eşi mi karar veriyor?
·         Tanıdığınızın davranışlarında bir değişiklik var mı? Örneğin, ürkmüş, bitkin, uykusuz, gergin, sinirli ya da ağlamaklı görünüyor mu? Çocukları sık sık ağlayıp, huysuzluk yapıyorlar mı? Eskiden farklı olarak okul başarıları düştü mü?
Şiddete uğrayan bir tanıdığınıza nasıl yardım edebilirsiniz?
Aile içi şiddet sadece bir “aile meselesi” değildir. Şiddet suçtur. İlgisiz veya sessiz kalmanız şiddete uğrayan yakınınız için tehlike yaratabilir. Aile içinde şiddete uğrayan bir tanıdığınıza (komşunuz, arkadaşınız, işyerinden bir tanıdığınız, akrabanız, öğrenciniz, veliniz) vereceğiniz destek çok değerlidir. Bu kişinin size aile sırlarını açması gerekmez; yalnızlığını ve çaresizliğini onu dinleyerek, şiddet hakkında bilgi vererek, çözüm yollarını düşünmesine yardımcı olarak azaltabilirsiniz.
Güven verin ve sizinle konuşmasını sağlayın:
Ona, size güvenebileceğini, onun için endişelendiğinizi söyleyin ve sizinle maruz kaldığı şiddet hakkında konuşup konuşamayacağını sorun. Sizin de elinizden fazla bir şey gelmeyebilir. Her sorunun cevabını bilemeyebilirsiniz. Yine de ona yardımcı olmak istediğinizi belirtin. Bu onun yalnızlık ve çaresizlik duygusunu azaltacaktır. Tanıdığınızla eşi yokken, yalnızken görüşün.


Dinleyin:
Dinlemek ona yapacağınız en değerli yardımdır. Onu konuşmak için zorlamayın, ayrıntılı sorular sormayın. Bırakın size kendi istediği kadar açılsın. Hiçbir zaman onu suçlamayın ve korkusunu küçümsemeyin. Söylediklerine inanın. Yargılamayın, eleştirmeyin, olayları hafife alan veya alaycı yorumlar yapmayın.
İlgilenin:
Tanıdığınızı sık sık ziyaret edin veya davet edin. Onunla bağlantınızı koparmayın. Onun kendisini daha iyi hissetmesini sağlayın. Eğer evde aşağılanıyorsa büyük bir ihtimalle kendine güveni zayıflamıştır. Ona değer verdiğinizi, dostluğunu önemsediğinizi hissettirin. Onun güçlü yanlarını, beğendiğiniz özelliklerini belirtin. Yaptıklarını övün.
Yardım alması için destek olun:
Ona yardımcı olabilecek yakınlarının olup olmadığını sorun. Gerekirse ona evini açabilecek akrabaları var mı? Eşine sözü geçen bir aile büyüğü, eşinin bir yakını, arkadaşı var mı? Bu kişiden eşi ile konuşması için yardım istenebilir mi?
Bilgi verin:
Bu kitapçıkta da yer alan ve şiddete uğrayan kişilere destek verebilecek kuruluşları araştırın ve bu bilgileri tanıdığınıza verin. Ona Ailenin Korunmasına Dair Kanun’dan söz edin.
Kararlarına saygı gösterin:
Ona evliliği ile ilgili ne yapması gerektiğini siz söylemeyin. Onun kendisi veya çocukları için ne yapabileceğine karar vermesine yardımcı olun. Eğer tanıdığınız eşinden ayrılmak istemiyorsa ve eşini affetmeye hazırsa, onun bu kararına saygı gösterin ama şiddet göstermenin yanlış bir şey olduğunu ve suç sayıldığını vurgulayın. Eğer tanıdığınız eşinden ayrılmaya karar verdiyse ona şiddete katlanmaya devam etmesini önermeyin. Unutmayın; siz tanıdığınıza destek olmak istiyorsunuz.
Korunmasına yardımcı olun:
Eğer eşi, tanıdığınızı ( veya bir anne/ baba çocuğunu) sizin önünüzde azarlıyor veya aşağılıyor veya ona vuruyor ise bunu onaylamadığınızı açık bir şekilde belirtin.
Kendinizin de güvenliğini önemseyin: Buna öncelik verin. Şiddete başvuran kişi sizin müdahalenizden hoşlanmayıp daha da saldırganlaşabilir.
Tanıdığınızın acil durumda size haber verebilmesi için mümkünse bir sinyal veya şifre belirleyin; ona kendisinin ve çocuklarının önemli evraklarının bir fotokopisini size vermesini önerin.
Lütfen unutmayın:
Aile içi şiddet ciddi yaralanmalar hatta ölümle sonuçlanabilir. Eğer şiddete şahit olursanız ya da çığlıkları işitiyorsanız derhal polisi ya da Jandarmayı (155 -156) arayabilir ya da Savcılık veya Aile Mahkemesi’ne olayı ihbar ederek Ailenin Korunmasına Dair Kanun uyarınca tedbir alınmasını isteyebilirsiniz.
Yakınlarınızdan bir çocuk aile içinde şiddete uğruyorsa:
Yanında güvende olabileceği bir akrabasını bulup çocuğu korumasını isteyin. En yakın karakola, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’na veya doğrudan herhangi bir adliyede Aile Mahkemesi’ne başvurarak ihbarda bulunabilirsiniz. ( Aynı başvuruları ailesinde şiddet gördüğünü bildiğiniz bir yaşlı için de yapabilirsiniz.)




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HESO Û NAZÊ YİTİK VE HÜZÜNLÜ BİR AŞK HİKAYESİ

Bir Yakınını Kaybedenin Yüreğinde, O İlk Gün 40 Mum Yanarmış

Abdalın Bir Günü-Mehmed Uzun