Uyar-uymaz..
Yaşar-yaşamaz..
Aktır gün-Kara olmaz..
Bak bu iç ferahlaması boşuna değil..
Derin bir nefes çek,yeni kararlar al..
Yaşam seni değiştirir-bunu kabul et..
Üzerine gitme-birak hayat güzel gelsin..
Heso û Nazé, az bilinen klasik bir Kürt aşk öyküsüdür.(Klamıdır) Klam nedir? Klam, bazıların bildiği gibi stran (şarkı) değildir. Strandan farklı olarak içinde teatral nüveler de barındırır. Hatta teatral bir gösteri olduğunu belirtebiliriz. Dengbéj bir tiyatrocu gibi hikâyede geçen tüm kişilerin rolünü sözel olarak yerine getirir. Kesinlikle Anadolu’daki meddahlarla karıştırılmasın. Bazıları dengbéjleri anlatırken meddahlara benzetir. Dengbéjlik kendi başına bir sanat türüdür. Müzik ile tiyatro arasında yer alır. Daha doğrusu müzik ile tiyatrodan oluşur. Şimdi bu kısa girişten sonra Heso û Nazé’nin hikâyesine geçebiliriz. Eğer bu hikâye yeterince gündeme getirilirse Mem u Zin, Romeo ve Juliyet kadar önemli bir eserdir. Talihsizliği Shakespeare tarafından yazılmamış olmasıdır. Hikâyenin orijinal dili Kürtçenin Xerzan ve Serhat şivesidir. İlk kimin tarafından söylendiği bilinmiyor. En çok Dengbéj Şakiro,Salihé Qubîné ile Dengbej Kazo tarafından söylendiği bilinm...
Üstün Dökmen’den dinlediğimi, Anneannem de hep söylermiş; Bir sevdiğimizi kaybettiğimizde kalbimizde 40 mum yanmaya başlarmış. Yaşadığımız acının miktarı,bu mumların sayısıyla orantılı olurmuş. Sevdiğimizi kaybettiğimizden bir gün sonra mumlardan biri sönermiş, 39 mum kalırmış geriye. Üçüncü gün bir mum daha sönermiş. Bu böyle devam edip gidermiş taa ki yüreğimizde 1 tek mum kalana kadar: Asla sönmeyecek olan tek bir mum. Acının azalması doğalmış,olması gereken buymuş zaten. Sönmesi gereken mumları tekrar yakmaya kalkışmanın,o kişiye minnet göstermek,sevgisine sadık olduğumuzu kanıtlamak gibi bir anlamı olmazmış aslında. İhtiyacım...
“Eğer pak ve şefkatli Allah bana iyi bir ölüm nasip ederse, isterim ki mezarımın başında güzel sesli , makam-usul bilen,bir dengbej otursun ve annemin ninnilerini yeniden bana ulaştırsın” Kitabın Adı: Abdalın Bir günü Yazarı: Mehmet Uzun Türkçeye Çeviren: Selim Temo Yayın Evi: İthaki Yayınları, 6.Baskı Yayın Tarihi: Aralık 2006 Sayfa Sayısı: 196 Kitabın Özeti: Mir Celadet’in sürgün günlerinde çıkardığı Havar dergisi için gidip Ahmede Fermane Kiki’yi bulup ,kendisiyle Şam’a gelmesini ve dergide kendi Sıtranlarına yer vermek itediğini söylemesinin ardından Şam’a gidip,beraber çalışmaya başlıyorlar.Sonra Mir Celadet ondan Evdale Zeynike’nin hayatını yazmasını istiyor,şaşırıp kalıyor ama Mir Celadet ve kardeşi Kamuran ısrar ediyor ve yazmaya karar veriyor.Ancak onun bir gününü anlatabilirim diyor,kitapta bu kurgu üzerinden devam ediyor.Genel olarak şu bölümlere ayrılıyor, şafak,öğleden sonra,gece ve tekrar şafak kısmıyla birlikte çevirmenin de ekle...
Yorumlar
Yorum Gönder